8 Ekim 2011 Cumartesi
Dünyanın en büyük şirketlerinden Apple’ın kurucusu Steve Jobs ‘un kansere yenik düşmesi dünya kamuoyunda büyük üzüntü ile karşılandı.
Başbakan Erdoğan'ın annesi vefat etti! Başbakan Erdoğan'ın acı günü
6 Ekim 2011 Perşembe
PRENSİN AŞKI
8 yıllık bekleyişin
Bekleyişin tek kelimelik sonu
Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakışıklı bir prens yaşarmış.Ancak prens kimselerin bilmediği bir sebepten her yıl sadece bir kelime konuşa biliryormuş.Mesela 2 kelime söyleceği zaman bir yıl boyunca susuyor,böylece ertesi yıl 2 kelime söyleme hakkı oluyormuş.Birgün bu yakışıklı ama talihsiz prens dere kenarında otururken bir de bakmış ki, karşıda küçük bir külübe ve külübenin bahçesinde muhteşem güzellikte bir kız.Prens bu güzelliği görünce aklı başından gitmiş, o anda vurulmuş kıza ve 2 yıl boyunca konuşmamaya karar vermiş.Niçin? 2 yıl sonunda kıza “Çok güzelsiniz!” diyebilmek için. Ama 2 yılın dolduğu gün prensin içindeki bu ateş daha da büyümüş ve kıza “Size aşık oldum!” demek için yanıp tutuşur olmuş.Böylece “Çok+güzelsiniz+size+aşk+oldum”, yani yoplam 5 kelimeyi söyleyebilmek için geçen 2 yılın ardından 3 yıl daha konuşmamayı göze almış.Ve 5 yılın sonunda pren konuşmak için hazır olduğu sırada birden bu muhteşem güzel ve zarif kızla evlenmeyi,onu sarayına prensesi yapmayı ne kadar istediğini fark etmiş.Böylece “Çok+güzelsiniz+size+aşık+oldum+benimle+evlenir+misiniz?” , yani 8 kelime söyleyebilmek için 5 yılın ardından 3 yıl daha sabretmeye karar vermiş.Ve pren bu inanılmaz aşkla 8 koskoca yılı tamamladığı gün artık dünyanın en heyecanlı ve en mutlu prensi olarak kızın yaşadığı külübeye koşmuş.Kız yine kulübenin bahçesinde oturuyor ve bir kitap okuyormuş.Prens elindeki bir tek kırmızı gülü kıza uzatmış sormuş:“Çok güzelsiniz,size aşık oldum. Benimle evlenir misiniz?” Kız başını kaldırıp prense bakmış ve şöyle demiş: “Efendim?”
SEN ÖYLE BÜYÜK BİR VARLIĞIN AŞKINI SEÇ Kİ;BÜTÜN PEYGAMBERLER ONUN AŞKIYLA
KUDRET VE KUVVET BULDULAR,ŞEREF VE SAADETE ERDİLER.Hz. Mevlana
HIRSIZ
Bir sofi başkasına ait buğday tarlasına yanından geçerken bir başak koparır. Buğday tanelerini ağzına atıverir. Ama yutar yutmaz Allah korkusuyla irkilip secdeye kopanır ve “Ya Rab! Buğdayları sahibinden izin almadan yemekle günah işledim ne olurbu günahımın karşılığını bana bu dünyada ver!” diye yalvarır.Makbul saate rastlar,duası kabul edilir ve sofi kenarında durduğu buğday tarlasının içinde bir o yana bir bu yana koşup duran öküze dönüşür. Tarla sahibi buğdaylara zarar veren öküzü görür,elinde kocaman sopayla koşup gelir.Öküze iyi bir sopa çekiptarladan çıkarır.Ama bakar ki , sahip çıkan yok;boynunabir urgan bağlayıp eve getirir.Bir süre sonra da sahipsiz öküzü sabana koşup saşıtır, yıllarca eziyet eder. Öküzü bir gün ayağı çukura takılıp kırılınca keser, etini yiyip derisiniden davul yapar , kurukafasına da bostana korkuluk diker.Yıllarca kışın karında, yazın sıcağında kurukafa korkuluk yapar. Bir gece sasbaha yakın iki kişi bostana hırsızlığa gelir.Topladıkları sebze ve meyveleri çuvala doldururlarken korkuluğa takılı kurukafa kahkahalarla gülmeye başlar.Kurukafanın güldüğünü gören hırsızların korkudan dizlerinin başı çözülür,oradadonup kalırlar.Gün ışıyıp da sahibi bostana gelince korkudan donup kalmış iki hırsızı yakalar ve “Bre utanmazlar! Hırsızlık yapıyorsunuz, bir de beni gördüğünüz halde kaçmıyorsunuz! Bu ne arsızlık?” diye sorunca hırsızlar kekeleyip kurukafanın kendilerine kahkahalarla güldüğünü, korktukları için kıpırdayamadıklarını söylerler.Bostancı inanmaz, “Haydi oradan,hiç kurukafa güler mi?” der.Sonra öküzün kurukafa da yanına alıp hırsızları kadıya götürür.Kadı kuru kafaya “Konuş ey öküzün kellesi! Neden güldün bu hırsızlara?” der.Kurukafa dile gelip der ki: “Nasıl gülmeyeyim? Ben birkaç buğday tanesi sahibinden habersiz yedim, cezamın dün yada verilmesini diledim;başıma gelmeyen çile,eziyet kalmadı! Hâlâ azap çekerler diye düşündüm de güldüm!”
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır , vaktinizi ve neşenizi çalarlar
Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Atasoy, “Ankara kedisi yok olmak üzere. Bir an önce önlem alınmazsa Ankara kedisini gelecek nesiller tanıyamayacak” dedi.
Atasoy, Kazan’da “kedi araştırma merkezi” kurup, Ankara kedisini yaşatmaya çalıştıklarını söyledi. Atasoy, Ankara kedisinin saf ve doğal bir kedi türü olmasının yanı sıra Türkiye’nin ulusal hazinelerinden biri olduğunu söyledi. Özellikleri kayboluyorAtasoy, ‘Uzun beyaz tüyleri, farklı göz renkleri ve kulaklarının sağır olması gibi özellikleriyle tanındığını ama yeterince korunamadığı için orijinal özelliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını’ söyledi. Geçmiş yıllarda sokaklarda dahi Ankara kedisi görüldüğünü belirten Atasoy, kedilerin artık sadece Atatürk Orman Çiftliği’nde ve Ankaralı bazı ailelerde bulunduğunu anlattı."Bir Tutam Şiir"
Arkadaşlar facebook adresimizi ziyaret ederseniz mutlu oluruz şiirlerimizle sizle birlikteyiz çok iyi şairlerimizden şiirlerle sizlerle birlikteyiz facebook adresimize girmeyi ve beğenmeyi unutmayalım http://www.facebook.com/home.php#!/Siir.5
Kaydol:
Yorumlar (Atom)








